1. (a) atmak, ıskarta etmek, çöpe atmak, (b) ziyan/israf/heba etmek, (c) vazgeçmek, kaçırmak.
    throw away
    an opportunity: bir fırsatı kaçırmak.
    He threw away a college education.
    (of a girl) throw herself away: (kız) kendini ziyan etmek.
boş zamanını öldürmek Fiil
hayatını heder etmek.
kullanılıp atılan.
a throwaway paper cup.
(davranış) kayıtsız, lâübali.
düşünmeden, ceffelkalem, uydurma, lâf olsun diye yapılan/söylenen.
throwaway line
tiy. uydurma söz.
el ilânı.
iyi bir fırsat kaçırmak Fiil
bir fırsatı boşa harcamak Fiil
avuç avuç para saçmak Fiil
saçıp savurmak Fiil